Uzun zaman önce, Nottingham kasabasında Sherwood isimli büyük bir orman varmış. Ormanın içinde Robin Hood adında bir adam yaşıyormuş. Robin, bir çocukken birkaç kötü niyetli zengin tarafından kandırılmıştı. O zamanlarda kedi kendine “Böyle kötü kalpli zenginler bu parayı hak etmiyor. Ben onların bu haksız kazandığı paraları, ellerinden alacağım ve fakirlere vereceğim.” diye karar vermişti. Ormandan geçen zenginlerin yolunu kesiyor, onların ellerindeki değerleri eşyaları alıp fakirlere dağıtıyormuş. Ok ve yay kullanımında bir efsane haline gelmiş. Koskoca ülkede onun gibi atıcılık yeteneğine sahip kimse yokmuş.

Robin Hood için ödül konmuş;

Nottingham Şerifi, Robin Hood’u yakalayıp getiren için büyük ödül vereceğini açıklamış fakat kimse yakalayamamış. Robin Hood’un yanında kendisine yardım eden arkadaşları da varmış; onlar Robin’i çok seviyorlarmış. Şerifin bütün planlarını Robin’e önceden haber veriyorlarmış ve yakalanmamasını sağlıyorlarmış.

Zenginler Sherwood Ormanı’ndan geçmekten korkuyorlarmış çünkü Robin Hood’un mallarını alıp fakirlere dağıtacağını biliyorlarmış. Robin Hood’u yakalamak için Nottingham Şerifinin Robin’i yakalama için gerçekleştirdiği başarısız girişimler Kralın da kulağına gitmiş. Kral, Robin Hood’un yakalanmasına yardım etmek için en iyi adamlarından birkaçını Nottingham kasabasına göndermeye karar vermiş.
Kralın adamları kasabaya varmışlar;


Sonunda Şerif ve kralın adamları bir plan yapmışlar. “Nottingham’daki en iyi ok kullanan kişiyi seçmek için bir yarışma yapalım. Robin Hood böyle bir yarışmaya katılmadan duramaz. Yarışmaya geldiği zaman da onu yakalarız” diye karar almışlar.

Robin Hood yarışmayı duyduğu zaman “Kesinlikle bu yarışmaya katılmalıyım. Bu ülkede benden iyisi yok.” diye düşünmüş. Sabırsızlıklar yarışma gününü beklemiş.

Robin Hood’un arkadaşları bunun bir tuzak olduğunu anlatıp onu caydırmaya çalışmışlar. “Robin, bu yarışma seni tuzağa düşürmek için düzenleniyor” demiş arkadaşlarından biri. “Oraya gider gitmez seni yakalayıp, hapse atarlar.” demiş. Ama Robin Hood dinlemek istememiş, çünkü bu yarışmayı kazanacağından eminmiş.

Yarışma günü gelmiş;

Oklar, yaylar, hedef tahtaları her şey hazırlanmış. Konukların hepsi yerlerine oturmuş ve on yarışmacı da oradaymış. Şerif, kralın adamlarından birine dönüp fısıldamış; “Robin geldi mi?” diye sormuş. Adam, “Hayır, Şerif, Robin kızıl saçlıdır. Yarışmacıların hiçbiri kızıl saçlı değil.” Diye cevap vermiş. Şerif; “Gelecektir. Gözünüzü dört açın ve onu sakın kaçırmayın.” demiş.



Yarışmacılar yerlerini almışlar ve yarışma başlamış. Yarışmacılar okları sırasıyla atmaya başlamışlar. İlk turu yeşil bir kıyafet giyen, kimsenin tanımadığı yarışmacı kazanmış. İkinci turu, üçüncü turu ve onuncu tura olan kadar bütün yarışları aynı yarışmacı kazanmış. Herkes büyük bir hayranlıkla yeşil kıyafetli yarışmacıyı izliyormuş. Onuncu tur en son turmuş ve son okun atılma zamanı gelmiş; bu turun galibi Nottingham’daki en iyi nişancı ilan edilecekmiş.

Yarışmada şerifin yakın adamlarından biri olan William da yarışıyormuş. William önce nişan almış ve oku fırlatmış. William hedefi tam ortasından vurmuş. Şerif alkışlayıp, seslenmiş “İyi atış, William”. Sonra yeşil kıyafetli adamın sırası gelmiş; okunu yaya takmış, çekmiş ve fırlatmış. Kalabalık derin bir sessizlikle bekliyormuş çünkü “William’dan daha iyi nasıl atış yapabilir?” diye merak ediyorlarmış. Ok havada süzüle süzüle yol almış ve William’ın hedef tahtasındaki okunu ikiye ayırıp tahtanın ortasına saplanmış. Kalabalık büyük bir coşkuyla Yeşil Kıyafetli adamı ayakta alkışlamaya başlamış.
Bu sırada yeşil kıyafetli adam;

Yayına iki ok daha takmış, çekmiş ve fırlatmış. Bu oklar, şerifin oturduğu sandalyenin sağına ve soluna düşmüş. Şerif çok şaşırmış ve “Kim bu küstah? Benden ne istiyorsun?” diye bağırmış. Yeşil kıyafetli adam, kafasındaki siyah peruğu çıkarmış, yere fırlatmış. Kalabalıktan tek bir ses yükselmiş “Bu Robin Hood!”. Doğru söylemişler yeşil kıyafetli adam Robin Hood’dan başkası değilmiş. Şerif, Robin’i görünce adeta çıldırmış sağa sola “Çabuk yakalayın! Kaçmasına izine vermeyin!” diye bağırmış. Fakat Robin duvarın üzerine tırmanmış ve duvarın arkasında bekleyen atına binip kaçmış. Şerifin planı yine tutmamış ve Robin’i yakalayamamış.