Bir varmış, bir yokmuş bir tarla kuşu, filin geçip gittiği yerde bulunan deve kuşu yumurtasını yuva yapmış kendine; içine de yumurtlamış. Fil, su içmek için buradan geçermiş.



Bir gün her zamanki gibi suya, bu yoldan gitmiş. Tarla kuşunun yuvası paramparça! Yumurtalar ezilmiş, yavrular çiğnenmiş!


Tarla kuşu felaketi görünce bu işin fil tarafından yapıldığını anlamış, çırpmış kanatlarını ve file gelmiş.


Ağlayarak filin başına tünemiş ve seslenmiş:


— Ey Fil! Ben senin komşunum! Benim yumurtalarımı ezip yavrularımı öldürdün! Beni değersiz bulduğun, hor gördüğün için mi böyle yaptın?




Fil de:


— Evet, bu yüzden! Deyivermiş.


Tarla kuşu filin yanından uçmuş, bir grup kuşa gelerek filin getirdiği felaketi onlara şikayet etmiş.


Onlar da:


— Bizim gibi kuşlar file ne yapabilir? Diye cevap vermişler.


Tarla kuşu da saksağan ve kargalara şöyle demiş:


— Siz benimle gelir, filin gözlerini oyarsınız. Ben de sonrası için başka bir çare bulurum.


Kargalar ve saksağanlar bu teklifi kabul ederek filin yanına gitmişler, gözlerini akıtıncaya kadar gagalamışlar.


Koca fil, yeme içmeye gidemez duruma gelmiş; ancak bulunduğu yerde hortumuna geçirdiğiyle karnını doyurmaya çalışıyormuş.


Tarla kuşu daha sonra civarda içi kurbağa dolu bir göllete varmış, onlara filin kendisine yaptığı kötülüğü anlatmış, yardım istemiş.


Kurbağalar vıraklamışlar:


— Koskocaman filin karşısında biz ne çare üretebiliriz? Ona ne yapabiliriz ki?


Tarla kuşu ötmüş:


— Sizden, benimle şuradaki uçuruma kadar gelmenizi ve vıraklamanızı istiyorum. Fil sizin seslerinizi işitince orada kesinlikle su bulunduğunu sanacak, yanaşıp yuvarlanacaktır!


Kurbağalar tarla kuşunun teklifini kabul etmişler, uçurumun kenarında kümelenip ötmeye başlamışlar.
Susuzluktan cayır, cayır yanan fil kurbağa seslerini duyunca can havliyle o tarafa koşmuş, uçurumdan yuvarlanarak perişan olmuş.


O zaman tarla kuşu filin başının üstünde kanat çırparak File seslenmiş:

— Gücüyle övünen ve beni hor gören azgın! Koca gövden ve minik aklının yanında benim ufacıklığıma rağmen ne denli büyük düşündüğümü gördün değil mi?